M. Kemal’in, Ermenilerin katledilmelerini eleştiren sözlerini aktarmaya devam ediyorum.
15 Ekim 1919’da ABD Radio Press’e verdiği bir röportajda “Ermenilere karşı yeni bir Türk vahşetinin olmayacağının garantisini veririz,“ der.
Yine aynı aylarda, Amerikan generali Harbord ile yaptığı görüşmede, imha edilen Ermeniler için 800.000 sayısını telaffuz eder ve “Ermenilerin katledilip sürülmeleri(nin) hükümeti ele geçiren küçük bir komitenin eseri” olduğunu söyler.
6 Mayıs 1920’de Kazım Karabekir’e yazdığı bir telgrafta, “yeniden bir Ermeni kıtalı (katliamı) demek olan” bir hareketten uzak durulması gerektiğinin altını özellikle çizer.
M. Kemal’e ait bu tür sözler içerisinde 1 Ağustos 1926 yılında Los Angeles Examiner gazetesine söyledikleri önemli bir yer tutar. İlgili röportajda Kemal, İttihat ve Terakki Partisi’nden, “yaşadıkları yerlerden kitleler halinde acımasızca sürülen ve katledilen Hıristiyan tebaamızın hayatlarının hesabının kendilerinden sorulması gereken” grup olarak söz eder.
Kemal’e göre, bu grup, “şimdiye kadar yağma, haydutluk ve rüşvetle yaşamış ve faydalı bir işte çalışmak, hayatlarını namuslu alın terleriyle kazanmak yolundaki herhangi bir düşünce ya da öneriye düşman olmuşlardır“.
Vaktiyle, Los Angeles Examiner gazetesinde yayımlanan bu görüşmenin sahte olduğu konusunda epey gürültü kopartılmış idi.
Görüşmeyi yapan Emile Hilderbrand adlı bir kişinin mevcut olmadığı, Atatürk’ün görüşmelerinin kaydedildiği defterlerde böyle bir görüşmeye ilişkin bir kaydın bulunmadığı vb. iddia edilmişti.
Konu üzerinde biraz durmak ve ek bazı bilgiler vermek şart.
Çünkü, hem bu görüşme muhtemel Türkiye’nin bilgisi dâhilinde yayımlanmıştı, hem de bu dönemde, aynı içerikte benzeri başka görüşmeler de Amerikan basınında boy gösteriyordu.
Birinci önemli bilgi, 1 Ağustos 1926 görüşmesinin bir tek Los Angeles Examiner gazetesinde yayımlanmadığıdır.
İlgili gazete, Randolph Hearst’ın sahibi olduğu Hearst Coporation grubuna aittir ve 1920’lerde grubun 20’den fazla gazetesi mevcuttur.
Sözkonusu görüşme, gruba ait olan Boston American (Boston Sunday Advertiser on Sundays): New York American ve The San Antonio Light Newspaper olmak üzere üç ayrı gazetede daha yayımlandı.
İkincisi, 1920’li yıllar ABD-Türkiye ilişkileri için son derece kritik yıllardı. 1923 yılında Amerika ile ayrıca imzalanan Lozan Antlaşması henüz Amerikan Senato’sunca onaylanmamıştı. Çok güçlü bir direniş vardı.
Antlaşmanın onaylanmasına karşı çıkanların en önemli tezi savaş yıllarında Ermenilerin imha edilmiş oldukları gerçeği idi.
Bir başka sorun daha vardı: Türkiye, Lozan Antlaşması’na göre, memleketlerine dönecek Ermenilere yağmalanmış mallarını geri vermeyi kabul etmiş olmasına rağmen, ABD’de yaşayan Ermenilerin Türkiye’ye girişlerine izin vermemekteydi.
1923 ağustosunda Amerikan uyruklu Ermeniler İstanbul’da tutuklanmış daha sonra da zorla geri gönderilmişlerdi. Bu olay iki ülke arasında diplomatik krize de yol açmıştı.
Oysa Türkiye’nin ABD ile ekonomi başta olmak üzere ikili ilişkileri geliştirmesine büyük ihtiyacı vardı.
Mayıs 1926 yılında Lozan Antlaşması yeniden onaylanmak üzere Amerikan Senato’sunun gündemine geldi. Onay için, kamuoyuna egemen olan negatif Türk imajının düzeltilmesi şart idi.
Bu ay ile birlikte başta New York Times olmak üzere, ABD basınında Türkiye’yi öven birçok yazı yayımlanmaya başlandı.
Verilmek istenen imaj, yeni bir Türkiye’nin doğmakta olduğu idi.
Los Angeles Examiner’deki görüşme bu imaj değiştirmenin bir parçası olarak yayımlandı. Bunu başka yayınlar takip edecektir. O da bir dahaki yazıya.
http://www.taraf.com.tr/taner-akcam/makale-los-angeles-examiner-1926.htm