[A G O S] Bir Malatyalý Ermeni anlatýyor:

Bir Malatyalý Ermeni anlatýyor: Mezarlýðýnýza bir dua yeri yapmak için kapý kapý dolaþmak ne demektir, bilir misiniz?


Malatya doðumlu Arman Orguneser, yýllar boyunca bakýmsýz býrakýlan Ermeni Mezarlýðý’na bir son dua yeri ve bekçi kulübesi yapýlmasý için onca çaba gösterdikten sonra mezarlýða giren yýkým ekipleri nedeniyle yaþadýðý büyük üzünüyü anlatýyor.




Malatya’da, beþ yaþýnda küçük bir çocuk iken, henüz adlarýný bile bilmediðim bayramlarýmýzda babamýn elinden tutup, Kanal Boyu’ndaki evimizden Kiltepe’deki mezarlýðýmýza yürürdüm. Ben üç yaþýndayken kaybetmiþtim dedemi. Nedendir bilmem ama hayal meyal hatýrladýðým dedeme karþý müthiþ bir sevgi ve özlem duymuþumdur hep. Bütün yol boyunca, sanki bizzat dedem ile kucaklaþacakmýþým gibi, heyecan ile yürürdüm. Küçük bir kaðýda sardýðýmýz üç beyaz mumu, çok özel bir þey taþýyormuþ duygusuyla tutardým küçük ellerimde. Mezarlýða vardýðýmýzda, dedemin kocaman mezar taþýnýn baþucuna çömelir ve yakacaðýmýz muma, o bölgede hiç eksik olmayan rüzgar söndürmesin diye, topladýðým yassý taþlar ile küçük bir korunak yapmaya çalýþýrdým. Rüzgarda titreyen mum alevini sanki ilk defa görüyormuþ gibi izlerdim. O zamanlar bilmezdim o mezarlýðýn eskiden üç kat daha büyük olduðunu. Bilmezdim toprak parçalarýnýn tapularý olduðunu ve birilerine ait olduðunu. O mezarlýðýn da Ermeni Cemaatine ait olduðunu. Cemaat ne demek onu da bilmezdim. Düþünmemiþtim dedem niye Türk mezarlýðýnda deðil veya mahalle arkadaþýmýn Tarýk’ýn erken yaþta kaybettiði babasý niye bu mezarlýkta deðil diye. Bildiðim o mezar taþý benim dedeme aitti. Hem de kocaman ve çok aðýrdý. Kimse götüremezdi. Yanýnda da kýz kardeþi vardý. Bacý kardeþ orada idiler.


Bilemezdim yýllar sonra o mezarlýkta hak iddia edemeyeceðimizi, bir baþkasýnýn arazisine girer gibi gireceðimizi.



Evet, 40 yýl geçmiþti. Zaten ben çocukken bayramlarda ziyaret edip, el öptüðümüz yirmi kadar kapý vardý. Bunlar da zamanla ya bu dünyadan göçtüler ya da Malatya’dan. Malatya’da kalan birkaç Ermeni ailesinin ilgisi de olmazsa sahipsiz kalacaktý dedemin yattýðý mezarlýk. Duydum ki Ýstanbul’daki Malatyalý Ermeni’ler bir dernek kuruyorlar. Yardýmcý olmaya çalýþtýk elimizden geldiðince. Yýllardýr görmediðimiz büyüklerimizi, doðduklarýný bile bilmediðimiz kardeþlerimizi gördük bu dernekte. Hepimizin gözbebeðiydi Malatya. Az aile kalmamýþtý ancak, dedelerimiz, nenelerimiz, babalarýmýz, analarýmýz orda yatýyordu. Yattýklarý yerde, yýkýlmak üzere olan ve içindekinin de hep þikâyet ettiði bir bekçi evi vardý. Hemen yanýnda da bir son dua yeri. Dua yeri dediðime bakmayýn, paslanmýþ demir profillere oturtulmuþ ondülin bir çatý. Malatya’da kalmýþ birkaç Ermeni’de o þartlarda yapýyorlardý definlerini. Haydi dedik, þu bekçi evi yýkýlmadan, yeni bir bekçi evi, ölü yýkama ve son dua yeri yapalým. Bir proje oluþturduk. Ama bu iþler için izin almak gerekiyordu. Her ne kadar o mezarlýk dedelerimize ait idiyse de artýk öyle deðildi. Milli politikamýzýn gereði olarak, yeni deðerler üretmek yerine, bir Cumhurbaþkanýmýzýn da yabancý olarak addettiði azýnlýklarýn mallarýna yavaþ yavaþ  þu ya da bu þekilde el konulmuþtu. Ve babamýn 1960′lý yýllarda tapuda gördüðü “Ermeni cemaatine ait mezarlýk” ifadesi yok olmuþtu. Yapacak bir þey yoktu. Mezarlýkta yatanlar Ermeni’ydi, mezar taþlarýnda Ermenice yazýyordu, biz de onlarýn çocuklarý ve torunlarýydýk ama mezarlýk bizim deðildi.


Biz de dernek olarak gidip Malatya Valisi, Belediye Baþkaný,

Share

Most Recommended