Bir yazi ancak bu kadar guzel yazilir
Saydýk saydýk, eksik çýktýk
Ümit Kývanç - 17.10.2009
Bursa’ya gidelim mi – gidelim, dedik, yola çýktýk. Herkes tamam mý, diye baktýk. Bir kiþi eksikti.
Her birimiz gün boyu birtakým kameralara karþý birtakým mikrofonlara birþeyler söyledik. Muhabirler bizi yeterli gördüler, bakýnmadýlar, aramadýlar. Bir kiþi eksikti. Bulabilseler, onun konuþmasý bizimkilerden daha sýký haber olacaktý. Esas o anlamlý olacaktý. Esas o zaman hak yerini bulacaktý. Olmadý.
Bursa’ya vardýk. Çaðdaþ Gazeteciler Derneði lokalinde bizi nezaketle, þefkatle aðýrladýlar. Evsahipleri kendilerini hiç göstermeden bizi kolladýlar. Yemeklerimizi yedik, biletlerimizi paylaþtýk. Herkes biletini alýp cebine koydu. Gitmeye hazýrdýk. Ve yine bir kiþi eksiktik. Niye böyle yapýyordu? Hep eksik oluyordu.
Stadýn yolunu tuttuk. Önemli kiþilerin, bilet sahiplerinin geçebildiði polis kordonu önünde geç kalanlarýmýzý beklerken, Bursalý taze gençler umutsuzca etrafa bakýnýyor, nasýl bir mucize beklediklerini bilmeden kendilerini tribüne ýþýnlayýverecek o müthiþ tesadüfü bekliyorlardý. Boþuna. Bizim fazla biletlerimiz vardý. Kimbilir kaç defa konuþtuk aramýzda, “þu oðlanlardan üç-beþine verelim fazla biletlerimizi, gelsinler, beraber oturalým” dedik. Veremedik.. Gelip bizimle otururlar mýydý? Otursalar, kendilerini nasýl hissedeceklerdi? Bizimle otururlarsa, sonra arkadaþlarý, “abileri” onlara ne diyecekti? Sýkýntý yaþarlar mýydý? Bilemedik. Biletleri veremedik. Geçtik içeri.
Grubumuzun çoðunluðunun futbol ritüellerinden haberi yoktu. Ermenistan millî marþýnýn ýslýklanmasýný bu maça özgü bir hakaretamiz eylem sandýlar. Ýzah ettik. Bu çirkinliði bizzat Türkiye maçýnda Ýngilizlerin de yaptýðýný falan anlattýk. Futbol iþlerini bilen çok az kiþiydik. Sahada izlenecek bir þey yoktu. Texas’ýn þovunu izledik. Çok baþarýlýydý. Dünya tribün-taraftar marifetleri sýralamasýnda ilk beþe girebilirler. Devlet gözetimi altýnda çaktýrmadan, kesintisiz faþizm eðitiminden geçirilmeseler, insan ne kadar hayran olabilir onlara. O hipnotize edici danslý ayine katýlamayacaklarý için üzülen yeni yetme Bursalý delikanlýlarýn haline üzülmek de bize kalmýþtý.. Üzülüyorduk ama bir kiþi eksiktik. Bize ayrýlmýþ yerlere nasýl yerleþirsek yerleþelim, hep bir koltuk boþ kalýyordu. Çözemedik.
Maç bitti, bir defa daha Çaðdaþ Gazeteciler Derneði lokalinin yolunu tuttuk, bir defa daha aðýrlandýk. Staddan oraya yürürken Emniyet bize göz kulak oldu. Yolluk çaylarýmýzý içtik, otobüslere bindik. Sayým yaptýk. Bir kiþi eksik çýktý.
Dönüþ yolu çabuk geçti. Otobüslerden iþimize gelen yerlerde üçer-beþer indik. Evlerimize döndük.
Otobüsten de inemedi, evine de dönemedi, Bursa’ya da gelemedi, o maçý da göremedi. Bütün bu iþleri onsuz yaptýk. Zaten artýk her þey onsuz yapýlýyor.
Peki niye protokolün imzalandýðý masanýn gerisinde, Gül’le Sarkisyan’ýn yanyana oturduðu tribünde, hattâ