[HYETERT] Karanlýkta Býrakmayacaðýz -19 Ocak’ta ne olmuþtu?

Kaynak: Birgün
Yer: Türkiye
Tarih: 13.1.2008

Agos Gazetesi genel yayýn yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin üzerinden tam bir yýl geçti. 19 Ocak’ta saatler 15:00′i gösterirken onun yerde yatan cansýz bedenini gördük ekranlarda. Yeni bir dönem baþlýyordu artýk, 19 Ocak öncesi ve sonrasý diye. Bir arada yaþamaya tahammül edemeyenlerin silahýndan çýkan kurþun “ben insaným” diyen herkesi sokaða döktü. Son yolculuðuna yüzbinler katýldý, yüzbinler gözyaþý döktü. “Hepimiz Ermeniyiz” dedi o yüzbinler… O’nun mirasý, ölümünün birinci yýldönümünde yurtiçi ve yurtdýþýnda düzenlenen etkinliklerle bir kere daha sahiplenilecek. Hrant Dink sadece anýlmayacak ayný zamanda “anlaþýlmaya” çalýþýlacak. Etkinliklerde görev alan sanatçý ve yazarlarla, cinayet sonrasý devletin izlediði tutum, 19 Ocak’ýn Türkiye tarihindeki yeri ve Hrant Dink’in geride býraktýklarýný deðerlendirdik. Din, dil, ýrk, cinsiyet, siyasi görüþ farký gözetmeden, halklarýn kardeþliðine inanan, birarada yaþamý savunan herkes Hrant için, adalet Ýçin, 19 Ocak’ta, saat üçte, ayný yerde buluþacak…
HAZIRLAYAN: TACIM AÇIK

Azýnlýklar bu ülkede misafir deðil
TUNCEL KURTÝZ
Ýkel komünal toplumlarýn uzantýsý olan Melami, Bektaþi ve Ahi topluluklarý, Anadolu’nun yerleþik milletleri, Rum, Ermeni ve Kürtler ve göçerek gelmiþ Yahudiler ve diðerleri birarada yaþamanýn yollarýný bulmuþlardý. Kürt, Ermeni ve Türk masallarý ayný aþklarý anlatýyordu. Kerem bir ermeni keþiþinin kýzýna aþýk oluyor ve bu aþktan Kerem ile Aslý hikayesi doðuyordu. Arnavutköy’deki kuru kahveci Asa-dur, pasajdan içki arkadaþým Berç Duman, ressam Toros, sinema eleþtirmeni Alin Taþçýyan… Þimdi Antakya’dayým, Musa daðýnýn hemen yaný baþýnda, elimde Franz Werfel’in Musa Dað’da 40 gün adlý kitabý. Genç þeyh diyor ki.’Doðru efendi. Bugün ülkemizde egemen olan milliyetçiliðin Avrupa’dan gelen yabancý bir zehir olduðunu inkar edemezsin.’ Sürüp giden bu tartýþmayý anlatmaya gerek yok. Nasýl oluyor da 19 Ocak 2007′de güvercinleri seven bir halkýn kurbaný oluyor Hrant Dink. Onun ölümünden sonra gösterilen hassasiyeti, ölümünden önce de görmek isterdik. Þimdi aklýma William Saroyan’ýn Uçan Tra-pez’deki Cesur Delikanlýsý geliyor. Ermeniler, Kürtler ve diðer azýnlýklar bu ülkede misafir deðiller, bu topraklarda yüzlerce yýl birlikte yaþadýk ve birlikte yaþamanýn yollarýný arayacaðýz. Oniki yaþýndaydým Detroit’de. Bir Ermeni ailesi ile yakýn komþuyduk. Hafta sonlarý ya onlarda ya biz de buluþulurdu. Biz onlarýn evine gittiðimiz zaman ben kendimi büyük teyzemin Arnavutköy’deki konaðýnda zannederdim. Gramofonda Suzan Yakar ‘Düriyemin etekleri alaylý’, babam Bedros ile tavla oynuyor. Onlarýn erkek çocuklarý yok, beni o kadar seviyorlar ki. Bir de Ermeni berber var o beni traþ ederken, bana diyor ki, bizim Beyazýt Kulesi bu Amerika’da ki binalarýn hepsinden yüksektir. Acaba Hrant Dink’in kalleþçe öldürülmesi yeni bir düþüncenin doðmasýna sebep olabilecek mi? Nelere kimlere karþý koymamýz lazým. Þeyh Bedreddin kainata bakýn diyor. Güneþ, ay, onun uydularý, diðer yýldýzlar nasýl bir uyum için de birbirlerine zarar vermeden yaþýyorlar. Yönetenlerin hatalarýný gerçekçi yazarlar hayatlarý ile ödüyorlar. Bu cinayet çok acý veriyor bana. Aklýma hep þiirler geliyor. Nazým Hikmet geliyor. ‘Yok edin insanýn insan kulluðunu’ diyen. Hrant Dink çok önemli bir adamdý. Kimseye kul köle deðildi, özgürdü. Daha niceleri gibi, kanýyla ödedi. Antakya’da Asi nehrinin kenarýnda binlerce yýllýk bir kültürün içinde onu koruyamamanýn hüznünü duyarak, acýlar içindeyim. Tililili projesi için Hrant’ýn son yazýlarýndan ‘Ruh Halimin Güvercin Tedirginliði’ni okurken gözyaþlarýna boðuldum. Ben bir komünistim entraverti.

* * *
ERKAN OÐUR
Ýnsan çoðalýnca insanlýk azaldý
HRANT Dink’i ilk Kýnahada’da gördüm. Omzuma dokunmuþtu, “Fýrat aðýtýný ne güzel söylüyorsun”, deyip müzikle ilgili düþüncelerini söylemiþti. Sonra yaklaþýk ayný yörelerden geldiðimizi öðrendik

Share

Most Recommended