Hrant Dink Davasý’nda çýkan karar aslýnda beni þaþýrtmadý. Çünkü bu topraklardaki gayrýmüslim düþmanlýðýnýn köklerinin ne kadar derinde, dallarýnýn ne kadar yaygýn olduðunu biliyorum. Ýktidar partisinin tepkileri yatýþtýrmak için kullandýklarý “Yargýtay aþamasý” sürecinin nasýl biteceðini de tahmin ediyorum. Çünkü hem AKP’nin Ergenekonlaþmýþ bu devletle giderek nasýl bütünleþtiðini görüyorum, hem de Yargýtay’ýn Pýnar Selek, Uður Kaymaz, Baskýn Oran, N.Ç. baþta olmak üzere daha nice dava hakkýnda verdiði kararlarý biliyorum. Bu hafta Cumhuriyet tarihi boyunca, devletin gayrýmüslimlere karþý iþlediði suçlarýn özet bir dökümünü yapacaðým. Böylece iþimizin ne kadar zor olduðunu görüp tekrar derlenip toparlanalým.
» 16 Mart 1923′te, Mustafa Kemal Adana’da esnafa yaptýðý konuþmada “Memleket en sonunda yine gerçek sahiplerinin elinde karar kýldý. Ermeniler ve diðerlerinin burada hiçbir hakký yoktur. Bu bereketli yerler koyu ve öz Türk memleketidir” dedi. Böylece Cumhuriyet’in azýnlýk politikalarýnýn çerçevesi belirlenmiþ oldu.
» Haziran 1923′te, Yahudi, Rum ve Ermeni memurlar iþlerinden çýkartýlarak yerlerine Müslümanlar alýnmaya baþladý. Gayrýmüslim azýnlýklarýn Anadolu’da serbestçe dolaþýmlarý kýsýtlandý. Karar öyle ani olmuþtu ki, pek çok kiþi kýsýtlamalar yüzünden memleketine dönemedi, gittiði yerde mahsur kaldý. Bu yetmezmiþ gibi Yahudilerin Filistin’e göçmelerine de engeller konuldu.
» Eylül 1923′te, Kilikya (Adana havalisi) ve Doðu Anadolu’dan savaþ sýrasýnda göç eden Ermenilerin geri dönüþünü yasaklayan bir kararname çýkarýldý.
» Aralýk 1923′te, Çorlu’da yaþayan birkaç yüz kiþilik Yahudi cemaatine þehri 48 saat içinde terk etmesi emredildi. Hahambaþýlýðýn müracaatý üzerine karar ertelendi ancak benzer bir karar Çatalca için alýndý ve hemen uygulandý.
» 24 Ocak 1924 tarihli Eczacýlar Hakkýndaki Kanun’la eczane açma yetkisi “Türk bulunma” meselesine baðlandý.
» 3 Mart 1924 tarihli Tevhid-i Tedrisat Kanunu uyarýnca 40 kadar Fransýz ve Ýtalyan okulu kapatýldýktan sonra sýra azýnlýk okullarýnýn binalarýnýn onarýmýnda, geniþletilmelerinde, yeni binalar yapmalarýnda kýsýtlamalara geldi. Okul programlarý ve sýnavlar MEB tarafýndan denetlenmeye baþladý.
» 3 Nisan 1924′te, kabul edilen Avukatlýk Kanunu uyarýnca 960 avukat iyi ahlaklý olup olmadýðý açýsýndan deðerlendirildi ve sonuçta 460 avukatýn çalýþma izni iptal edildi. Böylece Yahudi avukatlarýn yüzde 57′si, Rum avukatlarýn üçte biri iþsiz kaldý. (Ýþsiz kalan Ermeni avukat sayýsý öðrenilemedi.)
» 29 Ocak 1925 gecesi, Fener Rum Patrikliðine seçilen Araboðlu Konstantinos bir trene bindirilerek Selanik’e gönderildi. Suçu, hükümetin hoþuna gitmeyen biri olmasýydý. Bu durum, Yunanistan tarafýndan Lozan’ýn ihlali olarak La Haye Adalet Divaný’na ve Milletler Cemiyeti’ne götürüldü ancak Türkiye’nin “Patrikhane’yi de sýnýrdýþý etme” tehdidi savurmasý üzerine Yunanistan þikâyetlerini geri çekti ve Patrik “kendi isteðiyle istifa etmiþ” gibi yapýlarak konu kapatýldý.
» 22 Nisan 1926′da, ticari yazýþmalarda sadece Türkçe kullanýlmasýný mecburi kýlan kanundan sonra idari kadrolarda çalýþan ve Türkçe yazý diline hâkim olmayan gayrýmüslimler iþten çýkarýlmaya baþlandý. Bu yönetmelik uyarýnca iþten çýkarýlan Rumlarýn sayýsý beþ bindi.
» 17 Þubat 1926′da, Medeni Kanun’un kabulünden sonra, Ermeni, Yahudi ve Rum cemaatleri, birbiri ardý sýra, Lozan Barýþ Antlaþmasý ile kendilerine tanýnan azýnl