Kaynak: Yeni Þafak
Yer: Türkiye
Tarih: 5.8.2007
AYSEL YAÞA
Pek çoðumuz ismine aþina deðildir. Hatta çaldýðý enstrümandan bile bihaberiz belki. Hrant Dink’in cenazesinde duyup hüzünlendiðimiz sesin, dudukun üstadý Suren Asaduryan’dan bahsediyorum. Türkiye’ye on beþ senedir gelip giden Asaduryan’la keyifli bir söyleþi yaptýk. Asaduryan bütün sorularýmýza içtenlikle cevap verdi. Türkiye’de birçok müzisyenle ortak çalýþmalar yapan sanatçýyla Türkçe konusunda biraz zorlansak da iki halk arasýndaki yüzlerce yýllýk birikim ve ortak kültür bu sorunu aþmamýza yardýmcý oldu.
Türk halký duduku yaygýn olarak Hrant Dink’in cenazesinde duydu. Dudukun sesi dinleyen milyonlarca insaný derinden etkiledi. Nasýl bir enstrüman duduk?
Dudukun hüzünlü bir sesi var. Ermenistan Halk Müziði’nin önemli çalgýlarýndan. Duduk ile ayný aileden olan fakat farklý ülkelerda baþka adlarla bilinen çalgýlarda var. Türkiye’deki mey buna örnek. Duduku diðer aletlerden ayýran ise kayýsý aðacýndan yapýlmýþ olmasý.
Müziðe nasýl baþladýnýz?
17 yaþýnda duduk çalmaya baþladým. Bu iþi öðrenirken Ermenistan’da çok önemli bir hoca olan Vaçe Hosepyan’dan ders aldým. Derslerimiz iki ay devam edebildi. Hocam yaþlandýðý için öðrenci yetiþtirmeyi sürdüremedi. Vefat edince onun okulundan yola devam ettim. 20 yaþýnda Ermenistan Flarmonya’sýnda çalýþtým. Ermenistan Devlet Halk enstrümanlarý Orkestrasý’nda görev yaptým. Ondan sonra Flarmonya’da solist olarak çalýþmaya devam ettim.
Türkiye’ye ilk ne zaman geldiniz?
Ýlk kez 1995′te geldim. Türkiye’yi çok merak ediyordum. Biz Ermeni müzisyenler olarak Türk Sanat Müziðini çok seviyoruz. Kapýlar bizlere açýldýðý zaman geldik bu ülkeye. Çok iyi müzisyenlerle tanýþtým burada. Yansýmalar Grubu’ndan Þenol Filiz, Birol Yayla. Ayrýca Erkan Oður, Hasan Cihat Örter, Þükrü Kabacý, Derya Türkan, Hüsnü Þenlendirici… Leman Sam’ý da tanýyorum. Bu insanlarla tanýþtýktan sonra duduku Türkiye’de tanýtmaya, anlatmaya baþladýk. Gidiyoruz geliyoruz dostluk yapýyoruz bu sanatçýlarla.
Türkiye’ye gidiþ geliþlerde zorluklar yaþýyor musunuz?
Çok zor. Ermenistan vatandaþý olduðum için buraya turist gibi gelmek zorundayým.
Yaþamak zorlaþýyor yani. Bir aylýk vize veriyorlar bana. Git-gel caným çok yoruluyor.
Size olan ilgi nasýl ülkemizde?
Türkler bu entrümaný ve benim sanatýmý çok seviyor. Ben sizden saygý gördüm baþka bir þey görmedim. Ermeni ya da Türk ayrýmý yapmýyorlar. Bu Ermeni müziði ben dinlemem diyenler de oluyor elbette. Ama onlara da helal olsun bir þey diyemem. Çünkü bu ayrýmcýlýðý yapan müzikten, insandan anlamýyordur. Türk söylese ne fark eder, Ermeni söylese ne fark eder.
Buraya gelmeden önce Türkler
hakkýnda önyargýlarýnýz var mýydý?
Türkler hakkýnda tabi ki yanlýþ düþüncelerim vardý. Olumlu düþünüyordum desem yalan söylemiþ olurum. Ama görmesi lazým insanlarýn burayý. Gördükten sonra yanlýþ düþünceler elbette silinecektir. Ermenilerin Türkleri ,Türklerin de Ermenileri tanýmasý lazým. Ben bu ülkede evrensel bir iþ yapýyorum ve müziðin birleþtirici gücünü kullanmaya çalýþýyorum.
Bir köprü gibi yani?
Ben zaten köprü oldum. Sizin Boðaziçi Köprüsü benden büyük deðil emin olun.(Gülüyor) Ben Ermeni müzisyenim Türkiye’de çalýþýyorum. Müzik yapýyorum. Tabi ki bu iki millet arasýnda birleþtirici bir güç. Türk müzisyenler de Ermenistan’a gelse ve müzik yapsalar bizim ülkemizde. Müzik evrensel bir hayat tarzý. Müzisyenin hayatý da böyle olmalý zaten.
Hrant Dink’in ölüm haberini alýnca neler hissettiniz?
Hrant Dink bizim iki millet arasýnda kurban oldu. Öldüðü gün beni TRT’den aradýlar. Haberi duyar duymaz geldim. Hrant’ýn öldürülmesi içime aðýr oturdu. Ona saygý olarak ben de yeni albümümde Veda isimli bir parça yaptým. Cenaze günü stüdyoya girdim. Onun cenazesini anlatan resim yaptým müzikten.
Türk halký da aðladý Hrant Dink’e.
Türkiyedeki tepkileri na